Tüketim Çılgınlığı
Tüketim Çılgınlığı; Bugün biraz sizlere tüketim alışkanlıklarımızın geldiği noktadan ve bu konuda “Dur!” demek için atılmış bir adımdan bahsetmek istiyoruz. Öncelikle “tüketim” alışkanlıklarımıza ve günümüzde nasıl bir noktada yer aldığımıza biraz değinelim.
Tüketimin Dünü
Bugün tüketim toplumu haline gelmemizde en büyük payın “küreselleşme” olgusu da olduğunu düşünüyoruz. Nitekim küreselleşme, dünyanın küçülmesine işaret eden bir olgu. Küreselleşen dünya pazarında işletmeler, ortaya çıkan rekabet koşullarına ayak uydurmaya çalışmakta ve yeni pazarlama stratejileri geliştirmektedirler.
Seri üretim artmış, arz- talep dengesi hızla değişmiş bu da üreticileri ve hükümetleri farklı politikalara yöneltmiş ve üretilenlerin hızlı tüketilmesini sağlamak amacıyla farklı yollar denemeye itmiştir. Bu farklı yollar arasında en önemli yer “kitle iletişim araçlarına aittir. Evrimleşen teknoloji ile özellikle İnternet’in hayatımızda önemli bir şekilde yer alması, tüketim toplumu olarak bizleri yönlendirmeyi kolay bir hale getirmiştir. Öyle ki ihtiyaçlar artık medya tarafından belirlenmekte ve koşuşturmaca ağı içinde bulunan biz tüketici neye ihtiyacımız olduğunu düşünemeyerek yalnızca “evet – hayır” diyerek cevap verebilmekteyiz. Bugün biz tüketiciler günlük mutlulukları kovalayan, anında tatmin ve dahi “an”da olup geçmiş ve geleceği aynı anda tecrübe etmek isteyen, içerikten ziyade şekle ihtiyaç duyan, hazcı ve daima tüketime hazır bir kitle profili çiziyoruz. Sert bir öz eleştiri olsa da birçoğunuzun şu an “Doğru söylüyorsunuz” dediğini duyar gibiyiz. Bu da en büyük özelliklerimizden biri, değil mi?
Tüketimin Bugünü
Bugün çoğumuz “denemeden almam” derken diğer birçoğumuz da İnternet üzerinden alışveriş yaparak denemeden, koklamadan, dokunmadan giysiler, parfümler ve dahi sebze meyveler satın almaktayız. Bunların dışında manevi tüketimimizi de İnternet üzerinden gerçekleştirdiğimiz gerçeği de sert bir şekilde yüzümüze vurmaktadır. Açmamız gerekirse arkadaş bulmak, sohbet etmek, etkinliklere katılmak ve hatta evlenmek de artık İnternet üzerinden hali hazırda gerçekleştirilmektedir. Kısacası medya üzerinde her birimiz ayrı bir medya kanalı haline gelmiş bulunmaktayız.
Biraz da gündelik kullanımlarımıza dönelim… İki, üç belki de dört çift ayakkabımız varken İnternet sitelerinde gördüğümüz bir ayakkabıya “ilk görüşte aşk” yakıştırması altında hemen sarılmadık mı? Peki, dolapta onca yer kaplamasına rağmen aldığımız birkaç mont? Etiketini bile çıkarmayıp unuttuğumuz t-shirtler? Bıyık altından gülerek “Abartıyorsunuz” deseniz de bir yerlerden tanıdık geldiğine eminiz. Fakat sanıyoruz ki birileri buna “Dur!” demeli. Yoksa dedi mi?
Yavaş Yaşa!
Sosyal hayatımızı diğer yandan tüketim alışkanlıklarımızı sorguluyoruz. Klasik söylemlerden uzak, gerçekleri mizahi bir şekilde yüzümüze vuran bu gerçeklere hep birlikte bir göz atalım.
- Tonlarca para verip heves alındıktan sonra, misafir çocukları için oyuncak haline gelebilecek harika bir koşu bandı?
( İlk 1 hafta koşup sonra balkona kaldıracağın bir koşu bandı )
- “Şimdi al, seneye öde” kampanyaları oysa ne kadar cazip gelir bizlere değil mi? Şimdi ödeyemiyorsak seneye talih kuşunun başımıza konacağından eminmişiz gibi.
( Şimdi alma seneye de ödeme )
- “Bihter yüzüğü geldi!” der gibi. Kaç tane var aynı tarz ayakkabımız? Dürüst olalım.
( Evinde aynısından 5 tane daha olan ayakkabı )
- Hem o son model telefonu niye almıştık ki zaten?
( Yılda sadece 32 fotoğraf çekeceğin profesyonel makine )
- “Onu yapmam lazım, bunu da yapmam lazım, aa onu yapmazsam olmaz” derken geçen gençlik, gençliğimiz…
( Bir durup nefes alana huzurlu bir an hediye )
- Hava bedava, su bedava…
( Hava alana güneş bedava )
Söylenecek tek şey kalıyor: Hayatı, zamanı, dünyayı tüketme!